Ali Fikri Yavuz: Tahrîm  Suresi 8. Ayet Meali

  • يَٰٓأَيُّهَا
  • ٱلَّذِينَ
  • ءَامَنُوا۟
  • تُوبُوٓا۟
  • إِلَى
  • ٱللَّهِ
  • تَوْبَةً
  • نَّصُوحًا
  • عَسَىٰ
  • رَبُّكُمْ
  • أَن
  • يُكَفِّرَ
  • عَنكُمْ
  • سَيِّـَٔاتِكُمْ
  • وَيُدْخِلَكُمْ
  • جَنَّٰتٍ
  • تَجْرِى
  • مِن
  • تَحْتِهَا
  • ٱلْأَنْهَٰرُ
  • يَوْمَ
  • لَا
  • يُخْزِى
  • ٱللَّهُ
  • ٱلنَّبِىَّ
  • وَٱلَّذِينَ
  • ءَامَنُوا۟
  • مَعَهُۥ
  • ۖ
  • نُورُهُمْ
  • يَسْعَىٰ
  • بَيْنَ
  • أَيْدِيهِمْ
  • وَبِأَيْمَٰنِهِمْ
  • يَقُولُونَ
  • رَبَّنَآ
  • أَتْمِمْ
  • لَنَا
  • نُورَنَا
  • وَٱغْفِرْ
  • لَنَآ
  • ۖ
  • إِنَّكَ
  • عَلَىٰ
  • كُلِّ
  • شَىْءٍ
  • قَدِيرٌ
  • Ali Fikri Yavuz: Ey iman edenler! Allah’a öyle tevbe edin ki, tam bir pişmanlıkla halis bir tevbe olsun; olur ki Rabbiniz, kötülüklerinizi örter ve sizi, (ağaçları) altından ırmaklar akar cennetlere koyar. O gün Allah, Peygamberini ve O’nunla beraber iman edenleri utandırmıyacaktır. (Sırat üzerinde) nurları önlerinde ve sağlarında koşub parlayacak; şöyle diyeceklerdir: “- Ey Rabbimiz! Bizim nûrumuzu tamamla, (bu Sırat üzerinde nûrları sönen münafıklar gibi bizleri yapma). Bizi bağışla; muhakkak ki sen, her şeye kadirsin.”