Furkân  Suresi 40. Ayet Meali

Your browser doesn’t support HTML5 audio

وَلَقَدْ أَتَوْا۟ عَلَى ٱلْقَرْيَةِ ٱلَّتِىٓ أُمْطِرَتْ مَطَرَ ٱلسَّوْءِ ۚ أَفَلَمْ يَكُونُوا۟ يَرَوْنَهَا ۚ بَلْ كَانُوا۟ لَا يَرْجُونَ نُشُورًا
Türkçesi Kökü Arapçası
  • ve andolsun
  • وَلَقَدْ
  • vardılar
  • ا ت ي
  • أَتَوْا
  • عَلَى
  • kente
  • ق ر ي
  • الْقَرْيَةِ
  • الَّتِي
  • yağmura tutulan
  • م ط ر
  • أُمْطِرَتْ
  • yağmuruna
  • م ط ر
  • مَطَرَ
  • bela
  • س و ا
  • السَّوْءِ
  • -mıydı?
  • أَفَلَمْ
  • ك و ن
  • يَكُونُوا
  • onu görmüyorlar-
  • ر ا ي
  • يَرَوْنَهَا
  • hayır
  • بَلْ
  • onlar
  • ك و ن
  • كَانُوا
  • لَا
  • ummuyorlardı
  • ر ج و
  • يَرْجُونَ
  • tekrar dirilip kalkmayı
  • ن ش ر
  • نُشُورًا
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: Andolsun, senin kavmin, belâ yağmuruna tutularak yok edilen kente uğramışlardır. Yoksa onu görmüyorlar mıydı (ki ibret almadılar)? Hayır! (Görüyorlardı fakat) tekrar dirilmeyi ummuyorlardı.
  • Diyanet Vakfı: (Resûlüm!) Andolsun (bu Mekkeli putperestler), belâ ve felâket yağmuruna tutulmuş olan o beldeye uğramışlardır. Peki onu görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar öldükten sonra dirilmeyi ummamaktadırlar.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Andolsun ki, o afet yağmuruna tutulan memlekete de vardılar. Artık onu da görüyor değiller mi? Doğrusu yeniden dirilmeyi ümit etmiyorlar, uyanmak istemiyorlardı.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: (Resulüm!) Andolsun ki, (bu Mekke´li putperestler), bela ve fenalık yağmuruna tutulmuş olan beldeye uğramışlardır. Peki onu da görmüyorlar mıydı? Hayır! Onlar öldükten sonra dirilmeyi ummamaktadırlar.
  • Ali Fikri Yavuz: Yemin olsun ki, (Kureyş kâfirleri ticaret için Şam’a giderken) fenalık (taş) yağmuruna tutulmuş olan o beldeye (Lut kavminin Sedûm şehrine) defalarca uğradılar; onu görüyor değiller miydi? (düşünüb te ibret almazlar, imana gelmezler mi?) Doğrusu onlar, öldükten sonra dirileceklerini ummazlar.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Celâlim hakkı için o fenalık yağmuruna tutulan karyeye de vardılar, artık onu görüyor değiller miydi? Doğrusu nüşur arzu etmiyorlar, uyanmak istemiyorlardı
  • Fizilal-il Kuran: Ey Muhammed, senin hemşehrilerin, bela yağmuruna tutulmuş olan o kente uğradılar. Acaba orayı görmüyorlar mıydı? Hayır, aslında onlar yeniden dirileceklerini beklemiyorlardı.
  • Hasan Basri Çantay: Andolsun ki onlar (Mekkeliler) belâ (ve felâket) yağmuruna tutulan o beldeye uğramışlardır. (Peki) onu da görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar (öldükden sonra tekrar) dirilmeyi ummazlar.
  • İbni Kesir: Andolsun ki; onlar, bela yağmuruna tutulmuş olan kasabaya uğramışlardır. Onu görmediler mi? Hayır, onlar tekrar dirileceklerini ummazlar.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Ve andolsun ki, felaket yağmuruna tutulmuş olan karyeye varmışlardı. Artık onu görür olmamışlar mı idi? Hayır, öldükten sonra dirilip kalkmayı ummaz olmuşlardır.
  • Tefhim-ul Kuran: Andolsun, onlar üstüne felâket yağmuru yağdırılmış bulunan o ülkeye uğramışlardır; yine de onu görmüyorlar mıydı? Hayır, onlar dirilmeyi ummuyorlardı.
  • Gaziantep Evden Eve Taşımacılık

    Sistemli Evden Eve Nakliyat

    antepevdenevetasimacilik.com