Rûm  Suresi 9. Ayet Meali

Your browser doesn’t support HTML5 audio

أَوَلَمْ يَسِيرُوا۟ فِى ٱلْأَرْضِ فَيَنظُرُوا۟ كَيْفَ كَانَ عَٰقِبَةُ ٱلَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ ۚ كَانُوٓا۟ أَشَدَّ مِنْهُمْ قُوَّةً وَأَثَارُوا۟ ٱلْأَرْضَ وَعَمَرُوهَآ أَكْثَرَ مِمَّا عَمَرُوهَا وَجَآءَتْهُمْ رُسُلُهُم بِٱلْبَيِّنَٰتِ ۖ فَمَا كَانَ ٱللَّهُ لِيَظْلِمَهُمْ وَلَٰكِن كَانُوٓا۟ أَنفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ
Türkçesi Kökü Arapçası
  • أَوَلَمْ
  • gezmediler mi?
  • س ي ر
  • يَسِيرُوا
  • فِي
  • yeryüzünde
  • ا ر ض
  • الْأَرْضِ
  • baksınlar
  • ن ظ ر
  • فَيَنْظُرُوا
  • nasıl
  • ك ي ف
  • كَيْفَ
  • olduğuna
  • ك و ن
  • كَانَ
  • sonunun
  • ع ق ب
  • عَاقِبَةُ
  • kimselerin
  • الَّذِينَ
  • مِنْ
  • kendilerinden önceki
  • ق ب ل
  • قَبْلِهِمْ
  • idiler
  • ك و ن
  • كَانُوا
  • daha güçlü
  • ش د د
  • أَشَدَّ
  • kendilerinden
  • مِنْهُمْ
  • kuvvet bakımından
  • ق و ي
  • قُوَّةً
  • alt-üst etmişlerdi
  • ث و ر
  • وَأَثَارُوا
  • toprağı
  • ا ر ض
  • الْأَرْضَ
  • ve onu imar etmişlerdi
  • ع م ر
  • وَعَمَرُوهَا
  • daha çok
  • ك ث ر
  • أَكْثَرَ
  • مِمَّا
  • bunların imar ettiklerinden
  • ع م ر
  • عَمَرُوهَا
  • onlara gelmişti
  • ج ي ا
  • وَجَاءَتْهُمْ
  • elçiler
  • ر س ل
  • رُسُلُهُمْ
  • delillerle
  • ب ي ن
  • بِالْبَيِّنَاتِ
  • fakat
  • فَمَا
  • değildi
  • ك و ن
  • كَانَ
  • Allah
  • اللَّهُ
  • onlara zulmedecek
  • ظ ل م
  • لِيَظْلِمَهُمْ
  • fakat
  • وَلَٰكِنْ
  • onlar
  • ك و ن
  • كَانُوا
  • kendi kendilerine
  • ن ف س
  • أَنْفُسَهُمْ
  • zulmediyorlardı
  • ظ ل م
  • يَظْلِمُونَ
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: (Yine) onlar, yeryüzünde dolaşıp kendilerinden öncekilerin sonunun nasıl olduğuna bakmadılar mı? Onlar kendilerinden daha kuvvetli idiler. Yeryüzünü sürüp işlemişler ve orayı kendilerinin imar ettiğinden daha çok imar etmişlerdi. Onlara da peygamberleri apaçık deliller getirmişlerdi. Allah, onlara asla zulmediyor değildi. Fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.
  • Diyanet Vakfı: Onlar, yeryüzünde gezip de kendilerinden öncekilerin âkıbetlerinin nice olduğuna bakmadılar mı? Ki onlar, kendilerinden daha güçlü idiler; yeryüzünü kazıp alt üst etmişler, onu bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri, onlara da nice açık deliller getirmişlerdi. Zaten Allah onlara zulmedecek değildi; fakat onlar kendi kendilerine zulmetmekteydiler.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Yeryüzünde gezip bir bakmadılar mı ki kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuştur. Onlar kendilerinden daha güçlü idiler, yeri aktarmışlar ve onu bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri de onlara açık deliller ile gelmişlerdi. Demek Allah onlara zulmetmiyordu. Fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: Onlar, yeryüzünde gezmediler mi ki, kendilerinden öncekilerin sonu nasıl olmuş baksınlar? Onlar, kendilerinden daha güçlüydüler. Toprağı sürmüşler ve onu, bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdi. Onlara da peygamberleri delillerle gelmişlerdi. Demek Allah onlara zulmetmiyordu. Fakat onlar, kendilerine zulmediyorlardı.
  • Ali Fikri Yavuz: Onlar (Mekke kâfirleri), yeryüzünde gezib de kendilerinden öncekilerin akıbetinin ne olduğuna bakmadılar mı? Onlar (daha evvel gelen Âd ve Semûd gibi kavimler), kuvvetçe kendilerinden daha şiddetli idiler. Toprağı ekib aktarmışlar ve onu kendilerinin imarından daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri de onlara mucizelerle ve açık ayetlerle gelmişlerdi. Öyle ise, Allah onlara zulmetmiyordu, fakat kendileri nefislerine (inkâr yapmakla) zulüm yapıyorlardı.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Ya Yer yüzünde gezib bir bakmadılar da mı? Nasıl olmuş akıbeti kendilerinden evvelkilerin? Kuvvetçe kendilerinden daha şiddetli idiler, Arzı aktarmışlar ve onu kendilerinin ı´marından ziyade ı´mar etmişlerdi, Peygamberleri de onlara beyyinat ile gelmişlerdi, demek Allah onlara zulmetmiyordu velâkin kendileri nefislerine zulmediyorlardı
  • Fizilal-il Kuran: Yeryüzünde gezip, kendilerinden önceki insanların sonlarının nasıl olduğuna bakmazlar mı? Onlar kendilerinden daha güçlü idiler. Yeryüzünü kazıp altüst etmişler ve onu, bunların imar ettiklerinden daha çok imar etmişlerdir. Onlara da elçileri, delillerle gelmişti. Böylece Allah onlara zulmetmiyor, onlar kendilerine zulmediyorlardı.
  • Hasan Basri Çantay: Onlar yer (yüzün) de gezib de kendilerinden evvelkilerin aakıbetinin nice olduğuna bakmadılar mı? Onlar kuvvetçe kendilerinden daha şiddetli idiler. Toprağı ekmişler, alt üst etmişler, onu bunların i´maar etdiklerinden daha çok i´maar eylemişlerdi. Peygamberleri onlara da nice açık hüccetler getirmişlerdi. Demek, onlara Allah zulm etmiyordu, fakat kendilerine bizzat kendileri zulm ediyorlardı.
  • İbni Kesir: Onlar; yeryüzünde dolaşıp gezmezler mi ki, kendilerinden öncekilerin akıbetlerinin nasıl olduğunu görsünler. Onlat, kendilerinden daha kuvvetliydiler. Toprağı altüst etmişler ve onu kendilerinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri onlara nice açık deliller getirmişti. Demek Allah onlara zulmetmiyordu. Ama onlar kendilerine zulmediyorlardı.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Yeryüzünde gezip de bakmadılar mı ki, onlardan evvelkilerin akibetleri nasıl olmuştur? Onlardan kuvvetce daha şiddetli idiler ve onların imar ettiklerinden daha ziyâde yeri altüst etmiş ve imarda bulunmuşlardı ve onlara peygamberleri zahir hüccetler ile gelmişlerdi. Artık Allah onlara zulmeder olmadı, velâkin onlar kendi nefislerine zulmeder oldular.
  • Tefhim-ul Kuran: Yeryüzünde gezip dolaşmıyorlar mı? Böylece kendilerinden öncekilerin nasıl bir sona uğradıklarını görsünler. Onlar, güç bakımından kendilerinden daha üstün idiler, toprağı alt üst etmişler (ekmişler, madenler, sular arayıp çıkarmışlar) ve onu, kendilerinin imar ettiğinden daha çok imar etmişlerdi. Peygamberleri de, onlara açık delillerle gelmişti. Demek ki Allah onlara zulmetmiyordu, ancak onlar kendi nefislerine zulmediyorlardı.
  • Gaziantep Evden Eve Taşımacılık

    Sistemli Evden Eve Nakliyat

    antepevdenevetasimacilik.com