Münafikun Suresi 1. Ayet Meali
Your browser doesn’t support HTML5 audio
بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ إِذَا جَآءَكَ ٱلْمُنَٰفِقُونَ قَالُوا۟ نَشْهَدُ إِنَّكَ لَرَسُولُ ٱللَّهِ ۗ وَٱللَّهُ يَعْلَمُ إِنَّكَ لَرَسُولُهُۥ وَٱللَّهُ يَشْهَدُ إِنَّ ٱلْمُنَٰفِقِينَ لَكَٰذِبُونَ
Türkçesi
Kökü
Arapçası
- sana geldikleri
- ج ي ا
- جَاءَكَ
- münafıklar
- ن ف ق
- الْمُنَافِقُونَ
- tanıklık ederiz
- ش ه د
- نَشْهَدُ
- muhakkak ki senin
-
- إِنَّكَ
- elçisi olduğuna
- ر س ل
- لَرَسُولُ
- bilir (ki)
- ع ل م
- يَعْلَمُ
- onun elçisisin
- ر س ل
- لَرَسُولُهُ
- tanıklık eder
- ش ه د
- يَشْهَدُ
- münafıkların
- ن ف ق
- الْمُنَافِقِينَ
- yalancılıklarına
- ك ذ ب
- لَكَاذِبُونَ
Diyanet İşleri Başkanlığı:
(Ey Muhammed!) Münafıklar sana geldiklerinde, “Senin, elbette Allah’ın peygamberi olduğuna şahitlik ederiz” derler. Allah senin, elbette kendisinin peygamberi olduğunu biliyor. (Fakat) Allah, o münafıkların hiç şüphesiz yalancılar olduklarına elbette şahitlik eder.
Diyanet Vakfı:
Münafıklar sana geldiklerinde: Şahitlik ederiz ki sen Allah´ın Peygamberisin, derler. Allah da bilir ki sen elbette, O´nun Peygamberisin. Allah, münafıkların kesinlikle yalancı olduklarını bilmektedir.
Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş):
(1-2) Münafıklar sana geldiklerinde: «Şehadet ederiz, gerçekten sen Allah´ın Resulüsün!» dediler. Allah da biliyor ki, sen şüphesiz O´nun Resulüsün! Bununla beraber Allah şahitlik ediyor ki, doğrusu münafıklar katiyyen yalancıdırlar. Yeminlerini bir kalkan edinip de Allah yolundan yan çizmektedirler. Doğrusu onlar ne fena yapıyorlar.
Elmalılı Hamdi Yazır:
Münafıklar sana geldikleri vakit: «Şahitlik ederiz ki sen muhakkak Allah´ın elçisisin.» derler. Senin mutlaka kendisinin elçisi olduğunu Allah bilir ve Allah münafıkların yalancı olduklarına şahitlik eder.
Ali Fikri Yavuz:
(Ey Rasûlüm), münâfıklar sana geldiği zaman şöyle dediler: “- Şehadet ederiz (kalbimizdeki inancı beyan ederiz) ki, doğrusu sen, muhakkak Allah’ın peygamberisin.” Allah’da biliyor ki, gerçekten sen, O’nun şübhe götürmez peygamberisin. Bununla beraber Allah, şehadet ediyor ki, münâfıklar tamamen yalancıdırlar, (sözleri inançlarına uymamaktadır, yalan yere yemin ediyorlar).
Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal):
Sana geldikleri vakıt o münafıklar dediler ki: şehadet ederiz hakikaten sen şübhesiz Allahın Resulüsün. Allah da biliyor ki: hakikaten sen şübhesiz onun Resulüsün, bununla beraber Allah şehadet ediyorki doğrusu münafıklar kat´iyyen yalancıdırlar.
Fizilal-il Kuran:
Ey Muhammed! Münafıklar sana geldiklerinde, «şahitlik ederiz ki, sen Allah´ın peygamberisin» derler. Allah ta bilir ki sen elbette, kendisinin peygamberisin. Bununla birlikte Allah münafıkların yalancı olduklarını da bilir.
Hasan Basri Çantay:
Münafıklar sana geldiği zaman «Şehâdet ederiz ki sen muhakkak ve mutlak Allahın peygamberisin» dediler. Allah da bilir ki sen elbette ve elbette Onun peygamberisin. (Fakat) Allah o münafıkların hiç şübhesiz yalancılar olduğunu da biliyor.
İbni Kesir:
Münafıklar sana geldiklerinde: Şehadet ederiz ki muhakkak sen, Allah´ın peygamberisin, derler. Allah da bilir ki; sen, elbette kendisinin peygamberisin. Allah; münafıkların şüphesiz yalancılar olduklarına şehadet eder.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Münafıklar sana geldiği zaman dediler ki: «Şahadet ederiz, elbette sen Allah´ın peygamberisin.» Allah da bilir ki sen muhakkak O´nun elbette peygamberisin ve Allah şehâdet eder ki, şüphe yok münafıklar elbette yalancıdırlar.
Tefhim-ul Kuran:
Münafıklar sana geldikleri zaman: «Biz gerçekten şehadet ederiz ki, sen kesin olarak Allah´ın elçisisin» dediler. Allah da bilmektedir ki sen elbette O´nun elçisisin. Allah, şüphesiz münafıkların yalan söylemekte olduklarına şahidlik etmektedir.