Kalem Suresi 11. Ayet Meali
Your browser doesn’t support HTML5 audio
هَمَّازٍ مَّشَّآءٍۭ بِنَمِيمٍ
Türkçesi
Kökü
Arapçası
- kötüleyip duran
- ه م ز
- هَمَّازٍ
- götürüp getiren
- م ش ي
- مَشَّاءٍ
Diyanet İşleri Başkanlığı:
(10-14) Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.
Diyanet Vakfı:
(10-14) (Resûlüm!) Alabildiğine yemin eden, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan lâf götürüp getiren, iyiliği hep engelleyen, mütecâviz, günaha dadanmış, kaba ve haşin, bütün bunlardan sonra bir de soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.
Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş):
gammaz, koğuculukla gezer,
Elmalılı Hamdi Yazır:
Daima kusur arayıp kınayan, hep lâf götürüp getiren,
Ali Fikri Yavuz:
Çok ayıplayanı, koğuculukla gezeni...
Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal):
Gammaz, koğuculukla gezer
Fizilal-il Kuran:
Herkesi kınayan, söz götürüp getiren.
Hasan Basri Çantay:
(10-11-12-13) (Doğruya da, eğriye de) alabildiğine yemîn eden, izzet-i nefsi bulunmayan, (ötekini berikini) dâima ayıblayan, (gammazlıkla) lâf getirib götürmiye koşan, (insanları) hayırdan durmayıb men´eyleyen aşırı zaalim, çok günahkâr, kaba, haşin, bütün bunlardan başka da kulağı kesik (damgalı soysuz) olan her kişiyi tanıma (onlara boyun eğme)!
İbni Kesir:
Daima ayıplayan ve laf getirip götürene.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(10-12) Ve itaat gösterme her çok yemîn edene, âdî fikirli olana. Daima kusur arayana. Lâf götürüp getirene. Hayırdan men´e çalışıp durana, haddi tecavüz edene, çok günahkâr olana.
Tefhim-ul Kuran:
Alabildiğine ayıplayıp kötüleyen, söz getirip götüren (gizlilik içinde söz ve haber taşıyan).