Kalem Suresi 12. Ayet Meali
Your browser doesn’t support HTML5 audio
مَّنَّاعٍ لِّلْخَيْرِ مُعْتَدٍ أَثِيمٍ
Türkçesi
Kökü
Arapçası
- engel olan
- م ن ع
- مَنَّاعٍ
Diyanet İşleri Başkanlığı:
(10-14) Yemin edip duran, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan söz taşıyan, iyiliği hep engelleyen, saldırgan, günaha dadanmış, kaba saba; bütün bunların ötesinde bir de soysuz olan kimseye mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.
Diyanet Vakfı:
(10-14) (Resûlüm!) Alabildiğine yemin eden, aşağılık, daima kusur arayıp kınayan, durmadan lâf götürüp getiren, iyiliği hep engelleyen, mütecâviz, günaha dadanmış, kaba ve haşin, bütün bunlardan sonra bir de soysuzlukla damgalanmış kimselerden hiçbirine, mal ve oğulları vardır diye, sakın boyun eğme.
Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş):
hayrı engelleyen, saldırgan, vebal yüklü,
Elmalılı Hamdi Yazır:
Hayra engel olan, saldırgan, günahkâr,
Ali Fikri Yavuz:
Hayırdan alıkoyanı, aşırı zalimi, çok günahkârı;
Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal):
Hayır engeli, mütecâviz, vebâl yüklü
Fizilal-il Kuran:
Hayra engel olan, saldırgan, günahkar.
Hasan Basri Çantay:
(10-11-12-13) (Doğruya da, eğriye de) alabildiğine yemîn eden, izzet-i nefsi bulunmayan, (ötekini berikini) dâima ayıblayan, (gammazlıkla) lâf getirib götürmiye koşan, (insanları) hayırdan durmayıb men´eyleyen aşırı zaalim, çok günahkâr, kaba, haşin, bütün bunlardan başka da kulağı kesik (damgalı soysuz) olan her kişiyi tanıma (onlara boyun eğme)!
İbni Kesir:
Durmadan hayra engel olana, haddi aşana, çok günahkara.
Ömer Nasuhi Bilmen:
(10-12) Ve itaat gösterme her çok yemîn edene, âdî fikirli olana. Daima kusur arayana. Lâf götürüp getirene. Hayırdan men´e çalışıp durana, haddi tecavüz edene, çok günahkâr olana.
Tefhim-ul Kuran:
Hayrı engelleyip sürdüren, saldırgan, olabildiğince günahkâr,