Yûsuf  Suresi 15. Ayet Meali

Your browser doesn’t support HTML5 audio

فَلَمَّا ذَهَبُوا۟ بِهِۦ وَأَجْمَعُوٓا۟ أَن يَجْعَلُوهُ فِى غَيَٰبَتِ ٱلْجُبِّ ۚ وَأَوْحَيْنَآ إِلَيْهِ لَتُنَبِّئَنَّهُم بِأَمْرِهِمْ هَٰذَا وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ
Türkçesi Kökü Arapçası
  • nihayet
  • فَلَمَّا
  • götürdüler
  • ذ ه ب
  • ذَهَبُوا
  • onu
  • بِهِ
  • ve karar verdiler
  • ج م ع
  • وَأَجْمَعُوا
  • أَنْ
  • atmaya
  • ج ع ل
  • يَجْعَلُوهُ
  • فِي
  • dibine
  • غ ي ب
  • غَيَابَتِ
  • kuyunun
  • ج ب ب
  • الْجُبِّ
  • ve biz vahyettik
  • و ح ي
  • وَأَوْحَيْنَا
  • O’na
  • إِلَيْهِ
  • andolsun haber vereceksin
  • ن ب ا
  • لَتُنَبِّئَنَّهُمْ
  • onların işlerini
  • ا م ر
  • بِأَمْرِهِمْ
  • bu
  • هَٰذَا
  • ve onlar
  • وَهُمْ
  • hiç değillerken
  • لَا
  • farkında
  • ش ع ر
  • يَشْعُرُونَ
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: Yûsuf’u götürüp kuyunun dibine bırakmaya karar verdikleri zaman biz de ona, “Andolsun, (senin Yûsuf olduğunun) farkında değillerken onların bu işlerini sen kendilerine haber vereceksin” diye vahyettik.
  • Diyanet Vakfı: Onu götürüp de kuyunun dibine atmaya ittifakla karar verdikleri zaman, biz Yusuf´a: Andolsun ki sen onların bu işlerini onlar (işin) farkına varmadan, kendilerine haber vereceksin, diye vahyettik.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Yusuf´u alıp götürdükleri ve onu kuyunun dibine koymaya karar verdikleri zaman, Biz ona: «Andolsun ki, sen onlara, hiç farkında değillerken, bu işlerini haber vereceksin!» diye vahyettik.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: Nihayet kardeşleri, Yusuf´u alıp götürdüler ve kuyunun dibine bırakmaya topluca karar verdiler. Biz de ona şöyle vahyettik: «Andolsun ki, sen onlara ilerde hiç beklemedikleri bir sırada bu yaptıklarını haber vereceksin».
  • Ali Fikri Yavuz: Nihayet kardeşleri, Yûsuf’u alıp götürünce, onu kuyunun dibine koymaya karar verdiler. Biz de Yûsuf’a şöyle vahyettik: “- Muhakkak sen onlara, hiç farkında değillerken bu işlerini haber vereceksin.”
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Bunun üzerine vaktâ ki onu götürdüler ve kuyunun dibine koymağa karar verdiler, biz de ona şöyle vahyettik, kasem olsun ki sen onlara hiç farkında değillerken bu işlerini haber vereceksin
  • Fizilal-il Kuran: Kardeşleri Yusuf´u kıra götürüp onu bir kuyunun dibine atmayı kararlaştırdıklarında, kendisine «İlerde, hiç beklemedikleri bir sırada, sana yaptıkları bu işi kardeşlerine hatırlatacaksın» diye vahyettik.
  • Hasan Basri Çantay: Nihayet vaktaki onu götürdüler, onu kuyunun dibine bırakmayı elbirlik kararlaşdırdılar. Biz de kendisine: «Andolsun ki sen onlara, hiç farkında değillerken, (bir gün) bu işlerini haber vereceksin» diye vahyetdik.
  • İbni Kesir: Onu götürdükleri vakit, kuyunun derinliklerine bırakmayı birlikte kararlaştırdılar. Biz de kendisine vahyettik ki: Sen; onlara, kendileri hiç farkına varmadan yaptıklarını bir bir haber vereceksin.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Vaktâ ki, Yusuf ile beraber gittiler ve O´nu kuyunun dibine atmaya müttefikan karar verdiler. Biz de O´na şöyle vahyettik: «Kasem olsun ki, sen onlara hiç farkında olmadıkları halde bu işlerinden elbette haber vereceksin.»
  • Tefhim-ul Kuran: Nitekim onu götürdükleri ve onu kuyunun derinliklerine atmaya topluca davrandıkları zaman, biz de ona (şöyle) vahyettik: «Andolsun, sen onlara kendileri, farkında değilken bu yaptıklarını haber vereceksin.»
  • Gaziantep Evden Eve Taşımacılık

    Sistemli Evden Eve Nakliyat

    antepevdenevetasimacilik.com