Mü`min  Suresi 18. Ayet Meali

Your browser doesn’t support HTML5 audio

وَأَنذِرْهُمْ يَوْمَ ٱلْءَازِفَةِ إِذِ ٱلْقُلُوبُ لَدَى ٱلْحَنَاجِرِ كَٰظِمِينَ ۚ مَا لِلظَّٰلِمِينَ مِنْ حَمِيمٍ وَلَا شَفِيعٍ يُطَاعُ
Türkçesi Kökü Arapçası
  • ve onları uyar
  • ن ذ ر
  • وَأَنْذِرْهُمْ
  • güne (karşı)
  • ي و م
  • يَوْمَ
  • yaklaşan
  • ا ز ف
  • الْازِفَةِ
  • zira
  • إِذِ
  • yürekler
  • ق ل ب
  • الْقُلُوبُ
  • dayanmıştır
  • لَدَى
  • gırtlaklara
  • ح ن ج ر
  • الْحَنَاجِرِ
  • yutkunur dururlar
  • ك ظ م
  • كَاظِمِينَ
  • yoktur
  • مَا
  • zalimlerin
  • ظ ل م
  • لِلظَّالِمِينَ
  • hiçbir
  • مِنْ
  • dostu
  • ح م م
  • حَمِيمٍ
  • ve yoktur
  • وَلَا
  • bir aracıları
  • ش ف ع
  • شَفِيعٍ
  • sözü tutulur
  • ط و ع
  • يُطَاعُ
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: Yaklaşmakta olan gün konusunda onları uyar. O gün yürekler gam ve tasa ile dolu, (sanki) gırtlaklara dayanmıştır. Zalimlerin ne sıcak bir dostu, ne de sözü dinlenir bir şefaatçisi vardır.
  • Diyanet Vakfı: Yaklaşan gün hususunda onları uyar! Çünkü o onda dehşet içinde yutkunurken yürekleri ağızlarına gelmiştir. Zalimlerin ne dostu ne de sözü dinlenir şefaatçısı vardır.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Bir de o yaklaşan felaket gününü onlara haber ver ki, o zaman yürekleri gırtlaklara dayanmış yutkunur da yutkunurlar. Zalimler için ne ısınacak bir hısım (ne sıcak bir yakın) vardır, ne de sözü dinlenecek bir şefaatçi!
  • Elmalılı Hamdi Yazır: Yaklaşmakta olan o felaket (kıyamet) gününü de onlara haber ver. O dem ki yürekler gırtlaklara dayanmıştır, yutkunup dururlar. Zalimler için ne ısınacak bir dost vardır, ne de sözü dinlenecek bir şefaatçi.
  • Ali Fikri Yavuz: (Ey Rasûlüm, o müşrikleri gelmesi yakın) kıyamet günü ile korkut. O vakit kalbler, hüzünle dolu olarak gırtlaklara çıkmış yutkunur dururlar. Kâfirlerin ne bir yakını var, ne de şefaatı makbul bir şefaatçisi...
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Hem haber ver onlara o yaklaşan felâket gününü: O dem ki yürekler gırtlaklara dayanmış yutkunur da yutkunurlar; zalimler için ne ısınacak bir hısım vardır, ne dinlenecek bir şefi.
  • Fizilal-il Kuran: Ey Muhammed! Onları yüreklerin ağıza geleceği, tasadan yutkunacakları yaklaşan Kıyamet günü ile uyar. Zalimlerin ne dostu ne de sözü dinlenecek şefaatçisi olur.
  • Hasan Basri Çantay: Onlara o yakın günün tehlikesini anlat. O zaman yürekleri — gamla dolu ve herkes ebsem olarak — ta gırtlakların yanındadır. Zaalimlerin ne müşfik bir yakın, ne de (şefaati) dinlenebilecek bir aracısı yokdur.
  • İbni Kesir: Onları yaklaşan gün ile uyar. O zaman ki; yürekler ağızlara gelecek, tasadan yutkunacaklar. Zalimlerin ne dostu, ne de dinlenecek şefaatçısı olur.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Ve onları o yakın gün ile korkut. O vakit ki, yürekler gırtlağa dayanmış olarak korku ile dolmuş bulunur. Zalimler için ne bir yakın dost vardır, ne de itaat olunacak bir şefaatçi vardır.
  • Tefhim-ul Kuran: Onları, yaklaşmakta olan güne karşı uyarıp korkut; o zaman yürekler gırtlaklara dayanır, yutkunur dururlar. Zalimler için ne koruyucu bir dost, ne de sözü yerine getirebilir bir şefaatçi yoktur.
  • Gaziantep Evden Eve Taşımacılık

    Sistemli Evden Eve Nakliyat

    antepevdenevetasimacilik.com