Kasas Suresi 46. Ayet Meali

Your browser doesn’t support HTML5 audio

وَمَا كُنتَ بِجَانِبِ ٱلطُّورِ إِذْ نَادَيْنَا وَلَٰكِن رَّحْمَةً مِّن رَّبِّكَ لِتُنذِرَ قَوْمًا مَّآ أَتَىٰهُم مِّن نَّذِيرٍ مِّن قَبْلِكَ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ
Türkçesi Kökü Arapçası
  • ve
  • وَمَا
  • sen değildin
  • ك و ن
  • كُنْتَ
  • yanında
  • ج ن ب
  • بِجَانِبِ
  • Tur’un
  • ط و ر
  • الطُّورِ
  • zaman
  • إِذْ
  • seslendiğimiz
  • ن د و
  • نَادَيْنَا
  • fakat
  • وَلَٰكِنْ
  • bir rahmet olarak
  • ر ح م
  • رَحْمَةً
  • -nden
  • مِنْ
  • Rabbi-
  • ر ب ب
  • رَبِّكَ
  • uyarasın diye
  • ن ذ ر
  • لِتُنْذِرَ
  • toplumu
  • ق و م
  • قَوْمًا
  • مَا
  • kendilerine gelmemiş olan
  • ا ت ي
  • أَتَاهُمْ
  • hiç
  • مِنْ
  • bir uyarıcı
  • ن ذ ر
  • نَذِيرٍ
  • مِنْ
  • senden önce
  • ق ب ل
  • قَبْلِكَ
  • belki
  • لَعَلَّهُمْ
  • düşünüp öğüt alırlar
  • ذ ك ر
  • يَتَذَكَّرُونَ
  • Diyanet İşleri Başkanlığı: Yine biz (Mûsâ’ya) seslendiğimiz zaman Tûr’un yan tarafında da değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak, senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmeyen bir kavmi, düşünüp öğüt alsınlar diye uyarman için (o haberleri) sana bildiriyoruz.
  • Diyanet Vakfı: (Musa´ya) seslendiğimiz zaman da, sen Tûr´un yanında değildin. Bilakis, senden önce kendilerine uyarıcı (peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik); ola ki düşünüp öğüt alırlar.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş): Yine Biz seslendiğimiz zaman da sen Tur´un yanında değildin; fakat senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir topluluğu uyarasın diye Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin; ola ki, düşünüp ibret alırlar.
  • Elmalılı Hamdi Yazır: (Musa´ya) seslendiğimiz zaman da, Tûr´un yanında değildin. Bilakis senden önce kendilerine uyarıcı (peygamber) gelmeyen bir kavmi uyarman için Rabbinden bir rahmet olarak (orada geçenleri sana bildirdik), ola ki onlar düşünüp öğüt alırlar.
  • Ali Fikri Yavuz: Mûsa’ya nida ettiğimiz vakit de Tûr dağının yanında değildin. Fakat Rabbinden bir rahmet olarak gönderildin (de bu haberleri biliyorsun). Tâ ki, senden evvel kendilerine bir peygamber gelmemiş olan bir kavmi (Kur’an’la) korkutasın. Olur ki nasihat kabul ederler.
  • Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal): Hem biz o nidayı yaptığımız vakıt sen Tûrun canibinde de değildin ve lâkin rabbından bir rahmet olarak gönderildin ki senden evvel kendilerine bir nezîr gelmemiş olan bir kavmi inzar edesin gerek ki tezekkür edeler
  • Fizilal-il Kuran: Sen Musa´ya hitab ettiğimiz zaman Tur´un yanında da değildin. Fakat Rabb´inden bir rahmet olarak orada geçenleri sana bildirdik ki senden önce bir uyarıcı peygamber gelmemiş olan kavmi uyarasın; belki düşünüp öğüt alırlar.
  • Hasan Basri Çantay: (Musâya) nida etdiğimiz vakit da sen «Tuur» un yanında değildin. Fakat sen Rabbinden bir rahmet olarak (gönderildin). Tâki senden evvel kendilerine inzâr edici (bir peygamber) gelmemiş olan bir kavmi sen inzâr edesin. Olur ki onlar iyice düşünüb nasıyhat (ını) kabul ederler.
  • İbni Kesir: Biz seslendiğimiz vakit; sen Tur´un yanında da değildin. Fakat sen, kendinden önce onlara uyarıcı gelmeyen bir kavmi uyarman için, Rabbından bir rahmet olarak gönderildin. Olur ki onlar, düşünürler diye.
  • Ömer Nasuhi Bilmen: Ve sen Tûr cânibinde bulunmuş olmadın, o vakit ki, Biz nidâ ettik. Velâkin Rabbinden bir rahmet olarak (seni de peygamber gönderdik) tâ ki, senden evvel kendilerine bir nezir gelmemiş olan bir kavmi sen inzar edesin. Olabilir ki, onlar güzelce düşünürler.
  • Tefhim-ul Kuran: (Musa´ya) Seslendiğimiz zaman da, sen Tur´un yanında değildin. Ancak Rabbinden bir rahmet olmak üzere senden önce kendilerine bir uyarıcı gelmemiş olan bir kavimi uyarıp korkutman için (gönderildin) Umulur ki, öğüt alıp düşünürler diye.
  • Gaziantep Evden Eve Taşımacılık

    Sistemli Evden Eve Nakliyat

    antepevdenevetasimacilik.com