Sâd Suresi 19. Ayet Meali
Your browser doesn’t support HTML5 audio
وَٱلطَّيْرَ مَحْشُورَةً ۖ كُلٌّ لَّهُۥٓ أَوَّابٌ
Türkçesi
Kökü
Arapçası
- ve kuşlar
- ط ي ر
- وَالطَّيْرَ
- toplanıp gelen
- ح ش ر
- مَحْشُورَةً
Diyanet İşleri Başkanlığı:
(18-19) Kendisiyle birlikte tesbih etsinler diye biz, dağları ve toplanıp gelen kuşları Dâvûd’un emrine verdik. Onların her biri Allah’a yönelmişlerdi.
Diyanet Vakfı:
(18-19) Doğrusu biz akşam sabah onunla beraber tesbih eden dağları, toplu halde kuşları onun emri altına vermiştik. Hepsi O´na yönelmiştir.
Elmalılı Hamdi Yazır (Sadeleştirilmiş):
Kuşları da toplu olarak (onun emrine vermiştik). Hepsi onun için terci yapardı (ona uyarak ahenkle içli zikir ve tesbih ederlerdi).
Elmalılı Hamdi Yazır:
Kuşları da toplu olarak onun emrine vermiştik. Hepsi de ona uyarak zikir ve tesbih ederlerdi.
Ali Fikri Yavuz:
Kuşları da toplu olarak onun emrine bağlı kıldık. (Dağlardan ve kuşlardan) her biri onun tesbihi sebebiyle devamlı tesbih ediyordu.
Elmalılı Hamdi Yazır (Orijinal):
Kuşları da toplu olarak, hepsi onun için terci´ yapar (evvab) idi
Fizilal-il Kuran:
Her taraftan toplanıp gelen kuşları da onun buyruğu altına vermiştik. Her biri ona yönelmekteydi.
Hasan Basri Çantay:
(Her yandan ona doğru) toplanıb gelen kuşları da (kendisine râm etdik). (Gerek o dağlardan, gerek bu kuşlardan) herbiri (itaatle ona) dönücü idi.
İbni Kesir:
Kuşları da toplu olarak. Her biri ona yönelmişti.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Kuşları da toplanmış olarak (O´na tâbi kıldık). Hepsi de O´na rücu ediciler idi.
Tefhim-ul Kuran:
Ve toplanıp gelen kuşları da. Hepsi de onunla (Allah´ı tesbih etmede uyum içinde) yönelip dönmekte olanlar idi.